490.Sayfa-43.Zuhruf:23-33

23. Senden önce de bir beldeye uyarıcı gönderdiğimizde hemen oranın refahtan şımarmış ileri gelenleri:

‑Biz atalarımızı bir din üzerinde bulduk, biz de onların izinden gidiyoruz, demişlerdi.

24. ‑Size, atalarınızı üzerinde bulduğunuzdan daha doğru bir şey getirmiş olsam da mı? dedi. Onlar:

‑Biz, sizinle gönderileni tanımıyoruz, dediler.

25. Biz de onları cezalandırmıştık. Bir bak, yalanlayanların akıbeti nasıl oldu?

26. Hani İbrahim babasına ve kavmine demişti ki:

‑Ben sizin kulluk ettiklerinizden uzağım.

27. Ancak beni yaratana kulluk ederim. Çünkü O bana doğru yolu gösterecektir.

28. Onu, belki dönerler diye arkasında kalıcı bir söz haline getirdi.

29. Evet, onları ve atalarını kendilerine hak ve apaçık bir elçi gelinceye kadar nimetlendirdim.

30. Onlara hak geldiği zaman:

‑Bu bir aldatmacadır, biz onu tanımıyoruz. dediler.

31. ‑Bu Kur’an iki şehrin büyüklerinden bir adama indirilmeli değil miydi? dediler.

32. Rabbinin rahmetini onlar mı taksim ediyor? Dünya hayatında onların geçimliklerini aralarında biz paylaştırdık. Onlardan bir bölümünü, birbirlerine iş gördürebilsinler diye diğerlerinin üzerinde derecelerle yükselttik. Rabbinin rahmeti onların topladıklarından daha hayırlıdır.

33. Eğer insanlar tek bir toplum olmayacak olsaydı, Rahman’a nankörlük edenlerin evlerinin çatılarını ve üzerine çıkıp yükseldikleri merdivenleri gümüşten yapardık.