500.Sayfa-45.Casiye:23-32

23. Şu heva ve hevesini ilah edineni gördün mü? Allah onu bir bilgi üzerinde sapıklıkta bırakmıştır. Kulağını ve kalbini mühürlemiş, gözüne de perde çekmiştir. Allah’tan sonra kim onu doğru yola çıkarabilir? Hiç düşünmüyor musunuz?

24. ‑Dünya hayatımızdan başka hayat yoktur. Ölürüz ve yaşarız. Bizi zamandan başka bir şey yok etmez, derler. Onların bu konuda bir bilgileri yoktur. Onlar, yalnızca zannederler.

25. Apaçık ayetlerimiz kendilerine okunduğu zaman:

‑Doğru söylüyorsanız babalarımızı getirin, demekten başka onların bir delilleri yoktur.

26. De ki:

‑Size hayat veren, sonra öldürecek olan, sonra da hakkında şüphe olmayan kıyamet gününde bir araya getirecek olan Allah’tır. Fakat insanların çoğu bilmezler.

27. Göklerin ve yerin hakimiyeti Allah’ındır. Kıyamet koptuğu gün, işte o gün batılcılar hüsrana uğrar.

28. O gün, her ümmeti diz üstü çökmüş görürsün. Her ümmet, kendi kitabına çağrılır:

‑Bugün, yaptıklarınızın karşılığını göreceksiniz! denir.

29. Bu kitabımız gerçekten sizin aleyhinizde konuşuyor. Biz, yaptıklarınızı şüphesiz bir bir kaydediyorduk.

30. İnanıp, doğruları yapanlara gelince; Rab’leri onları rahmetiyle bürüyecektir. İşte bu, apaçık kurtuluştur.

31. Ama, inkar eden kimselere denir ki:

‑Ayetlerim size okunmuş, siz de büyüklenip suçlu bir toplum olmuştunuz değil mi?

32. Allah’ın verdiği söz haktır ve kıyametin kopacağında şüphe yoktur, denildiği zaman:

‑Kıyametin ne olduğunu bilmiyo-ruz. Yalnız olmadığını sanıyoruz. Bu konuda kesin bir bilgi sahibi değiliz.